Gece olmaya yüz tutmuş. Yine kaldım sokakta.
Soğuk şarap bir his olmuş. Yine titrer dudakta.
Sen miydin acaba Tanrım şu camdan el sallayan?
Kusura bakma, karıştırdım. Işıkmış uzakta.

Aklıma takıldı yine büyük günah bir soru.
Kafalarımız bulanık ama hayaller duru.
Niye günah anlamadım eleştirel düşünmek.
Yine kızdım sana Tanrım, sen beni senden koru.

Ne yapmalı, ne etmeli bilemiyorum.
Tanrım, sanırım ben sana güvenmiyorum.
Çocukken anlatılan garip masallara,
Kişisel algılamazsan inanmıyorum.

Dostumla ufukta hiç olmayacaksa muhabbet,
Cehennem, bu cennetten katbekat iyidir elbet.
Annem, babam, eşim, dostum yanılmışlar hakkımda.
Tanrı bana şöyle bakmış, demiş "Yatsın müebbet!"

Varsa eğer ahirette olacak tek sıkıntım,
Hayyam'la Eflatun'a olan bu körpe takıntım.
Diyeceğim "Abilerim, sizi hiç unutmadık!"
"Unutmalıydın" derlerse olur benim yıkıntım.

Ne yapmalı, ne etmeli bilemiyorum.
Tanrım, sanırım ben sana güvenmiyorum.
Çocukken anlatılan garip masallara,
Kişisel algılamazsan inanmıyorum.